tık tık i̇lki benden gelsin;
cemal safi'nin tek hece şiiri aslında muazzam bir bilmece. dinleyin bakalım... :)
cumhuriyet dönemi şiirlerinin en sevdiğiminin (bkz: cemal süreya)üvercinka
hemen yukarıda şiirini paylaşan tacettin ak'tan sonra ben de geceye kendime ait bir şiir bırakıyorum:
"yalandan labirentler evreni"
ve sen o gün ilk defa
yalan söyledin bana
bunu gözlerinden anladım
nefesimi tutup, bırakırken
her şey iyi olacak, diye fısıldadım
ve ben o gün ilk defa
yalan söyledim sana
yalanlarım yalanlarını kovaladı
ardımızda bıraktıklarımız
peşimizden geldi bütün sahtekârlıklar
ufak imalar zihnimi kuşatırken
boyun eğdim hepsine
sımsıkı yumdum gözlerimi
aynı senin beni
kollarının arasına almana
i̇zin verdiğim gibi
yalanlarına güvendim
tıpkı sana güvendiğim gibi
az ya da çok
devam ettik görüşmeye
her görüşme
daha çok yalanı getirirken
her yalan
daha da büyüttü labirentimizi
i̇nşa ettiğimiz labirentte
birbirimizden apayrı ücralarda
kaybolduk
özürler dilendi
özürleri kovaladı özürler
hiç bitmedi özür dilenecek özürler
affa sığmayan bütün yalanlar
i̇nfaza yollanmalıyken
koynumuzda besledik
yılanlar gibi kıvrılan yalanları
seninkileri benimkiler
benimkileri seninkiler
öldürdü
hangisi önce gerçekleşti
unuttuk
unutmak mucivezi bir şeydi
bize unuttuğumuzu bile unutturdu
ve ben o gün ilk defa
yalan söyledim sana
bunu gözlerimden anladın
nefesini tutup, bırakırken
her şey iyi olacak, diye fısıldadın
ve sen o gün ilk defa
yalan söyledin bana
yalanların yalanlarımı kovaladı
bir yerden tanıdık gelen cümleler
birbirinin ardına sıralandı
gözlerimden dökülen yaşlar
omuzlarına konuşlandı
bütün konuşulmayanlara yas tutarken
yalanlara sığındık
hep yaptığımız gibi
vazgeçilecek sözler verdik
tıpkı filmlerde gördüğümüz gibi
paralel evrene ait filmler
kahramanları sen ve ben ve figüranlar
olaylar değişirken
sen ve ben hiç değişmezdik
ve sonumuz başlangıcımız olurdu
yeni bir evrende görüşmek üzere ayrılırdık
her seferinde
kaçıncısı olduğunu bilmeden
yeni bir evrene atladık
birbirimizin gözünün içine bakıp
"her şey iyi olacak"
aynı anda fısıldadık
31 ekim 2020 cumartesi
dikilitaş, 18 suları
sen bana bakma
ben senin baktığın yönde olurum
-özdemir asaf
oysa herkes öldürür sevdiğini
kulak verin bu dediklerime
kimi bir bakışıyla yapar bunu,
kimi dalkavukça sözlerle,
korkaklar öpücük ile öldürür,
yürekliler kılıç darbeleriyle!
kimi gençken öldürür sevdiğini
kimileri yaşlı iken öldürür;
şehvetli ellerle öldürür kimi
kimi altından ellerle öldürür;
merhametli kişi bıçak kullanır
çünkü bıçakla ölen çabuk soğur.
dağ başını duman almış, çökmüşse gece.
vücutlar yorulmuş, akıl duygulara pranga olur.
sal kendini döşeğe yatıp uyuyalım,
hiçbir şey olmazsa, bak sabah olur
necmettin özgürsoy
celladıma gülümserken ismet özel...
bu ülke de benim için yüzyılın en büyük şairidir.
sanma şâhım herkesi sen sâdıkâne yâr olur
herkesi sen dost mu sandın belki ol ağyâr olur
sâdıkâne belki ol bu âlemde dildâr olur
yâr olur ağyâr olur dildâr olur serdâr olur.
şiirle pek aram yoktur ama bu beyit yazılışı olsun hikayesi olsun bence efsanedir.
sana dilsiz, dudaksız sözler söyleyeceğim
bütün kulaklardan gizli sırlardan bahsedeceğim
bu sözleri sana, herkesin içinde söyleyeceğim ama
senden başka kimse duymayacak
kimse anlamayacak..
şems tebrizi
yerin seni çektiği kadar ağırsın,
kanatların çırpındığı kadar hafif..
kalbinin attığı kadar canlısın,
gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
sevdiklerin kadar iyisin,
nefret ettiklerin kadar kötü..
ne renk olursa olsun kaşın gözün,
karşındakinin gördüğüdür rengin..
yaşadıklarını kâr sayma:
yaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadar yaşarsan yaşa,
sevdiğin kadardır ömrün..
gülebildiğin kadar mutlusun.
üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
sakın bitti sanma her şeyi,
sevdiğin kadar sevileceksin.
güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın.
bir gün yalan söyleyeceksen eğer;
bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret,
ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın.
unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın,
güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın
ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..
işte budur hayat!
işte budur yaşamak,
bunu hatırladığın kadar yaşarsın
bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
çiçek sulandığı kadar güzeldir,
kuşlar ötebildiği kadar sevimli,
bebek ağladığı kadar bebektir.
ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin,
bunu da öğren,
sevdiğin kadar sevilirsin...
can yücel
kendi şiirlerimden...
ay ışığıdır kıskanan geceyi aydınlatan ışıltını
güneşi boynu bükük bırakan
kapatınca gözleri çeviren karanlığı aydınlığa
gülüşün mey misali ab-ı derya
kuşatır kokusu deniz menekşelerinin
yakamoz eşliğinde sahilde bir deniz kızı
büyüleyip sarmalayan benliği ötelerden
bilinmezliğin tarifsizliğini tanımlarcasına
bir yanı deniz bir yanı anadolu
tanrıça hera gibi kurulan gönül köşküne
yaşarken laedri dünyamda.
m.ender k.
sana gitme demeyeceğim.
üşüyorsun ceketimi al.
günün en güzel saatleri bunlar.
yanımda kal.
sana gitme demeyeceğim.
gene de sen bilirsin.
yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
incinirsin.
sana gitme demeyeceğim,
ama gitme, lavinia.
adını gizleyeceğim
sen de bilme, lavinia.
özdemir asaf
düşlerim her gece deryalar misali gözlerini
içinde boğulurum da sesim çıkmaz
hissederim de sensizliğin soğuklunu
kalbim buz kesilir de sesim çıkmaz.
[email protected]
beklenen
ne hasta bekler sabahı,
ne taze ölüyü mezar.
ne de şeytan, bir günahı,
seni beklediğim kadar.
geçti istemem gelmeni,
yokluğunda buldum seni;
bırak vehmimde gölgeni
gelme, artık neye yarar?
necip fazıl kısakürek
yağmuru seviyorum diyorsun,
yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun...
güneşi seviyorum diyorsun,
güneş açınca gölgeye kaçıyorsun...
rüzgarı seviyorum diyorsun,
rüzgar çıkınca pencereni kapatıyorsun...
işte,bunun için korkuyorum;
beni de sevdiğini söylüyorsun...
-william shakespeare
....
evde kapanıp kaldın mı
seyrana çıkıp güldünmü
başkalarının oldunmu
benimsin diyemedigim
....
nazım hikmet / piraye'ye şiirler
--edit--
çiçekler damlıyor gecenin parmaklarından
karanlıkta sana karşı uzanmış ellerin
gözlerim gözlerini arıyor
neredesin sen ?
sırtta taşınan bir yüktür, taşıması isteğe bağlı olan.
kimisi kolayı seçer bütününü atar sırtından,
kimisi özveriyle taşıyıp sonuna kadar direnir beklentisiz.
kolayı seçene yoldaş, sırtında taşıyana köstek
olma!
a.c.l.k
dikmişsin gözlerini boş duvarlara
gidişatın iyi değil
üzgünüm
adının okunuşunun bir manası yok -artık- bana
yüzün solgun gözlerin nemli
içime ateş düşerdi saçının bir teline zarar gelse
artık öyle değil
üzgünüm elhamdulillah!
a.c.l.k
aysel git başımdan ben sana göre değilim
ümitsizliğimi olsun anlasana
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim
sevindiğim anda sen üzülürsün
sonbahar uğultusu duymamışsın ki
içinden bir gemi kalkıp gitmemiş
uzak yalnızlık limanlarına
aykırı bir yolcuyum dünya geniş
büyük bir kulak çınlıyor içimdeki
çetrefil yolculuğum kesinleşmiş
sakın başka bir şey getirme aklına
aysel git başımdan ben sana göre değilim
ölümüm birden olacak seziyorum
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim
aysel git başımdan seni seviyorum
gaza geldim elhamdulillah
şair:bedri rahmi eyüboğlu
üç dil
en azından üç dil bileceksin
en azından üç dilde
ana avrat dümdüz gideceksin
en azından üç dil bileceksin
en azından üç dilde düşünüp rüya göreceksin
en azından üç dil
birisi ana dilin
elin ayağın kadar senin
ana sütü gibi tatlı
ana sütü gibi bedava
nenniler, masallar, küfürler de caba
ötekiler yedi kat yabancı
her kelime arslan ağzında
her kelimeyi bir bir dişinle tırnağınla
kök sökercesine söküp çıkartacaksın
her kelimede bir tuğla boyu yükselecek
her kelimede bir kat daha artacaksın
en azından üç dil bileceksin
en azından üç dilde
canımın içi demesini
kırmızı gülün alı var demesini
nerden ince ise ordan kopsun demesini
atın ölümü arpadan olsun demesini
keçiyi yardan uçuran bir tutam ottur demesini
insanın insanı sömürmesi
rezilliğin dik alası demesini
ne demesi be
gümbür gümbür gümbür demesini becereceksin
en azından üç dil bileceksin
en azından üç dilde
ana avrat dümdüz gideceksin
en azından üç dil
çünkü sen ne tarih ne coğrafya
ne şu ne busun
oğlum mernus
sen otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğusun.
ekin ektim bir evlek
geldi kondu bir leylek
leylek uçtu kaz kaldı
kavuşmamıza az kaldı
a.c.l.k
seni severim candan
gel beni iste babamdan
--edit--
selam yavrum ben akvaryum
bütün iyi kitapların sonunda
bütün gündüzlerin, bütün gecelerin sonunda
meltemi senden esen
soluğu sende olan
yeni bir başlangıç vardır.
parmağını sürsen dünyaya, rengini anlarsın
gözünle görsen elmayı, sesini duyarsın
onu işitsen, yuvarlağı sende kalır
her başlangıçta yeni bir anlam vardır.
nedensiz bir çocuk ağlaması bile
çok sonraki bir gülüşün başlangıcıdır.
edip cansever
kara karı, kuru karı, keçi eti, durgun at;
mazarratül, mazarratül, mazarratül mazarrat.
beyaz karı, şişman karı, kuzu eti, yürük at;
faidattün, faidattün, faidattün faidat.